".................................,

Dünyanın en eski üniversitesi olduğunu iddia eden Bologna üniversitesi bugün 900 yaşındadır. Batı dünyasında 300-400 yıllık tarihler sıradandır. Üniversiteler yüzyıllar boyunca ayakta kalırken, devlet sistemleri, dünya düzeni, yönetim biçimleri, hatta din bile değişmiştir.
Peki her kurulan üniversite böyle uzun süre yaşayacak mıdır? Tarihin bu uzun yorgun sayfalarında yüzlerce üniversitenin sonlanma hikayeleri de vardır.
Fark nerede?
Hangi faktör bazılarını bin yaşına taşırken, bazılarını tarihin tozlu raflarına gömüyor?
Bana göre tek bir faktör var: Hep öncü olabilmek.
Varolan bilgiyi aktararak hep takipte kalan, her söylenen hipoteze kendini uydurmaya çalışan kurumların, uzun dönemde varlık nedeni ortadan kalkıyor.
Halbuki, mevcut bilgiyi biraraya getirip, sentezleyen, bir adım ileri götüren, taklitci değil, yaratıcı olan, kendi kendini bu yönde diğerlerinden daha hızlı değiştiren kurumlar hiç yok olmuyorlar.
Üniversite herhangi bir devlet kurumu değil. Planlarımızla, davranışlarımızla, söylemlerimizle, sürekliliği olan bir kurumu temsil ediyoruz.
Bugün bu toplantının konusu, bu değişimin başkaları tarafından nasıl yapıldığıdır.

........................................."

              

Konuşmanın tamamı pdf